Annemin babası, babamın dayısı: Molla Mehmet. Birinci Ahmet’in 6 oğlundan üçüncüsüydü. Acaba babası ona niçin ayrıcalık tanımıştı diye düşünürüm. Çünkü baba Ahmet 6 oğlundan sadece Mehmet’i medresede okutmuştu. Acaba o zeka yönünden diğerlerinden farklı mıydı? Yoksa tesadüfler mi öyle getirmişti.
Baba Ahmet ölünceye kadar Kubbeli Mahallesindeki evde oğlu Mehmet ile birlikte oturmuştur. Biz de ayni evde doğduk ve büyüdük. Onun için dedemi hayal meyal hatırlarım. Dedem Molla Mehmet Efendi Yavşan’da, sonradan kızı Gülsüm’e verdiği 22 numaralı iki odalı evde oturmuştu. Ancak bu evin yeterli olmaması karşısında sonradan oğlu Ahmet ile 4 numaralı evi yaptırmıştır.(bakınız yerleşim planı)
Mehmet Efendi diğer kardeşleri gibi askerlik yapmamıştı. Ancak bunun nedeni, onun Medrese eğitimi ve öğrenimi görmüş olmasıydı. Molla Mehmet aynı zamanda Yavşan’da imamlık görevini de üstlenmiştir. Bu nedenle bu aileye Yavşan’da İmamgil de denirdi.
Molla Mehmet efendi 186?? yılında Sivrihisar’da doğmuş ve 1929 yılında gene orada ölmüştür. Hece taşlı, sarık başlı mezarı Kumluyol mezarlığındadır.
Mehmet efendi, Sivrihisar’ın seçkin ailelerinden Müftü Kıyıkzade Hacı Ali Efendinin kızlarından Kezban hatun ile izdivaç yapmıştır. Kıyıklar etnolojik olarak incelendiğinde tatari bir çehre gösterirler. Kezban hatunda görülen bazı karakterlerin müteakıp kuşaklara dominant olarak geçtiğini gözlemiş bulunuyorum.
Molla Mehmet tam 30 yıl babası Ahmet ile birlikte yaşamış ve çalışmıştır. Baba Ahmet’in zamanına göre zengin sayılabileceğini evvelce ifade etmiştik. Bu zenginliğin önemli bir kısmı, oğlu Mehmet’e intikal etmiştir. Ancak aile Yunan istilasında önemli maddi kayıplara uğradıysa da bağ, bahçe tarla gibi mülkler elde kaldığı için oğlu Ahmet(Resim 16) ve damadı Fevzi(Resim 17) ile yeni ve hızlı bir kalkınma hamlesi yapabilmişlerdir.
İleride de görüleceği gibi Molla Mehmet Efendi, yeğeni Fevzi’yi annesi ve babası ölünce himayesine almış, büyütmüş ve kızı Gülsüm ile evlendirmiştir.(hala dayı çocukları)
Resim 9- Fevzi Karaca-Gülsüm(Eroğlu) Karaca 30.7.1969 Yavşan Resim 10 – Molla Mehmet Efendinin kuşağı Resim 11 – Kezban(Kıyık) Eroğlu. (Askeroğlu Mehmet’in eşi. Küçükana Molla
Mehmet’in üç kızı da bağ, bahçe, tarla ve harman işlerinde çalışmışlardır. Aileye iş güçleriyle katkıda bulunmuşlardır. Mehmet Efendi kardeşleri arasında eğitim düzeyi bakımından olduğu gibi, ekonomik bakımdan da en önde bulunuyordu. 400 koyunun Yunan’a kaptırılmasına rağmen, yeniden koyun alarak bunları çoğaltma olanağını elde etmişlerdir. Mehmet, çok stratejik bir karar ile , tam zamanında, Karacaören köyünün Karabayır mevkiinden ağıl alarak, davarcılığın alt yapısını gerçkleştirmiştir. Bu ağıl ve buna ilave olarak sonradan alınan iki ağıl uzun yıllar Askeroğlugilin davarcılık alanında öne çıkmasını sağlamıştır.
Ahmet oğlu Mehmet okumuşluğuyla, imamlığıyla ve zenginliğiyle Yavşan köyünün ağası olmuştur. Bu yüzden köy odasının sorumluluğunu da o üstlenmiştir. Mehmet Ağanın karısı Kezban, Yavşan’da Küçük Ana lakabıyla anılırdı. Küçükana denilmesindeki maksat, ikinci anne demekti. Yani o herkesin ikinci annesi olma mutluluğuna ermişti. Ama nasıl ve neyle? Küçükana yardımseverdi, cömertti. Herkeze eşit davranır, herkezi severdi. Bu karakteriyle o, tüm akrabaların gönüllerinde taht kurmuştu. O, böylesine iyi huyu, mizacı ve davranışları acaba babasının evinde mi öğrenmişti? Özel bir eğitim mi görmüştü? Yoksa onun bedensel ve ruhsal yapısı, iyiliklere dönük olarak mı programlanarak yaratılmıştı?
Kezban bu kişiliğiyle yalnız Askeroğlugilin değil, Sivrihiar ve civar köylerde yaşayanların Küçükanneleri olmuş, ve ona adeta iyilik ve barış meleği gözüyle bakılmaya başlanmıştı. Köyde akşam olunca o, köy odasını kontrol ettirir ve eğer bir tanrı misafiri gelmişse, ona yemek çıkartır ve yolcuların başkaca bir ihtiyaçları olup olmadığını sorardı.
Kezban benim anneannem idi. Benim ve İhsan Sarıkardeşoğlu’nun Eskişehir’de orta öğrenimiz sırasında , Eskişehir’de bizlere bakmakla ailemiz tarafından görevlendirilmiş ve de o hizmeti bir yıl severek yerine getirmişti.
Askeroğlu Molla Mehmet karısı Kezban hatun, Küçükanne ve anneannem, ömrünün sonuna doğru Bunama denilen Alzheimer hastalığına tutulmuştu. 3-4 yıl hasta yaşadıktan sonra, bir kış günü Eskişehir’de oğlu Ahmet Eroğlu’nun evinde, tek başına soba yakmaya teşebbüsü sırasında, kaza ile kendini de yakmış ve ağır yanık olayı onun ölümüne neden olmuştur. O, 180??? yılında Sivrihisar müftüsü, Kıyıkzade Hacı Ali Efendinin evinde dünyaya gelmiş, Askeroğlu’ların şanlı şerefli gelinleri rolünü 49 yıl sürdürmüş, kocasının ölümünden 21 yıl sonra 1950 yılında yaşama veda etmiştir.
Aşağıdaki şemada da görüldüğü gibi Askeroğlu Mehmet’in bir oğlu üç kızı dünyaya gelmiştir.
Şimdi bu kardeşleri tek tek ele alarak tanıtmaya çalışalım
Baba Ahmet ölünceye kadar Kubbeli Mahallesindeki evde oğlu Mehmet ile birlikte oturmuştur. Biz de ayni evde doğduk ve büyüdük. Onun için dedemi hayal meyal hatırlarım. Dedem Molla Mehmet Efendi Yavşan’da, sonradan kızı Gülsüm’e verdiği 22 numaralı iki odalı evde oturmuştu. Ancak bu evin yeterli olmaması karşısında sonradan oğlu Ahmet ile 4 numaralı evi yaptırmıştır.(bakınız yerleşim planı)
Mehmet Efendi diğer kardeşleri gibi askerlik yapmamıştı. Ancak bunun nedeni, onun Medrese eğitimi ve öğrenimi görmüş olmasıydı. Molla Mehmet aynı zamanda Yavşan’da imamlık görevini de üstlenmiştir. Bu nedenle bu aileye Yavşan’da İmamgil de denirdi.
Molla Mehmet efendi 186?? yılında Sivrihisar’da doğmuş ve 1929 yılında gene orada ölmüştür. Hece taşlı, sarık başlı mezarı Kumluyol mezarlığındadır.
Mehmet efendi, Sivrihisar’ın seçkin ailelerinden Müftü Kıyıkzade Hacı Ali Efendinin kızlarından Kezban hatun ile izdivaç yapmıştır. Kıyıklar etnolojik olarak incelendiğinde tatari bir çehre gösterirler. Kezban hatunda görülen bazı karakterlerin müteakıp kuşaklara dominant olarak geçtiğini gözlemiş bulunuyorum.
Molla Mehmet tam 30 yıl babası Ahmet ile birlikte yaşamış ve çalışmıştır. Baba Ahmet’in zamanına göre zengin sayılabileceğini evvelce ifade etmiştik. Bu zenginliğin önemli bir kısmı, oğlu Mehmet’e intikal etmiştir. Ancak aile Yunan istilasında önemli maddi kayıplara uğradıysa da bağ, bahçe tarla gibi mülkler elde kaldığı için oğlu Ahmet(Resim 16) ve damadı Fevzi(Resim 17) ile yeni ve hızlı bir kalkınma hamlesi yapabilmişlerdir.
İleride de görüleceği gibi Molla Mehmet Efendi, yeğeni Fevzi’yi annesi ve babası ölünce himayesine almış, büyütmüş ve kızı Gülsüm ile evlendirmiştir.(hala dayı çocukları)
Resim 9- Fevzi Karaca-Gülsüm(Eroğlu) Karaca 30.7.1969 Yavşan Resim 10 – Molla Mehmet Efendinin kuşağı Resim 11 – Kezban(Kıyık) Eroğlu. (Askeroğlu Mehmet’in eşi. Küçükana Molla
Mehmet’in üç kızı da bağ, bahçe, tarla ve harman işlerinde çalışmışlardır. Aileye iş güçleriyle katkıda bulunmuşlardır. Mehmet Efendi kardeşleri arasında eğitim düzeyi bakımından olduğu gibi, ekonomik bakımdan da en önde bulunuyordu. 400 koyunun Yunan’a kaptırılmasına rağmen, yeniden koyun alarak bunları çoğaltma olanağını elde etmişlerdir. Mehmet, çok stratejik bir karar ile , tam zamanında, Karacaören köyünün Karabayır mevkiinden ağıl alarak, davarcılığın alt yapısını gerçkleştirmiştir. Bu ağıl ve buna ilave olarak sonradan alınan iki ağıl uzun yıllar Askeroğlugilin davarcılık alanında öne çıkmasını sağlamıştır.
Ahmet oğlu Mehmet okumuşluğuyla, imamlığıyla ve zenginliğiyle Yavşan köyünün ağası olmuştur. Bu yüzden köy odasının sorumluluğunu da o üstlenmiştir. Mehmet Ağanın karısı Kezban, Yavşan’da Küçük Ana lakabıyla anılırdı. Küçükana denilmesindeki maksat, ikinci anne demekti. Yani o herkesin ikinci annesi olma mutluluğuna ermişti. Ama nasıl ve neyle? Küçükana yardımseverdi, cömertti. Herkeze eşit davranır, herkezi severdi. Bu karakteriyle o, tüm akrabaların gönüllerinde taht kurmuştu. O, böylesine iyi huyu, mizacı ve davranışları acaba babasının evinde mi öğrenmişti? Özel bir eğitim mi görmüştü? Yoksa onun bedensel ve ruhsal yapısı, iyiliklere dönük olarak mı programlanarak yaratılmıştı?
Kezban bu kişiliğiyle yalnız Askeroğlugilin değil, Sivrihiar ve civar köylerde yaşayanların Küçükanneleri olmuş, ve ona adeta iyilik ve barış meleği gözüyle bakılmaya başlanmıştı. Köyde akşam olunca o, köy odasını kontrol ettirir ve eğer bir tanrı misafiri gelmişse, ona yemek çıkartır ve yolcuların başkaca bir ihtiyaçları olup olmadığını sorardı.
Kezban benim anneannem idi. Benim ve İhsan Sarıkardeşoğlu’nun Eskişehir’de orta öğrenimiz sırasında , Eskişehir’de bizlere bakmakla ailemiz tarafından görevlendirilmiş ve de o hizmeti bir yıl severek yerine getirmişti.
Askeroğlu Molla Mehmet karısı Kezban hatun, Küçükanne ve anneannem, ömrünün sonuna doğru Bunama denilen Alzheimer hastalığına tutulmuştu. 3-4 yıl hasta yaşadıktan sonra, bir kış günü Eskişehir’de oğlu Ahmet Eroğlu’nun evinde, tek başına soba yakmaya teşebbüsü sırasında, kaza ile kendini de yakmış ve ağır yanık olayı onun ölümüne neden olmuştur. O, 180??? yılında Sivrihisar müftüsü, Kıyıkzade Hacı Ali Efendinin evinde dünyaya gelmiş, Askeroğlu’ların şanlı şerefli gelinleri rolünü 49 yıl sürdürmüş, kocasının ölümünden 21 yıl sonra 1950 yılında yaşama veda etmiştir.
Aşağıdaki şemada da görüldüğü gibi Askeroğlu Mehmet’in bir oğlu üç kızı dünyaya gelmiştir.
Şimdi bu kardeşleri tek tek ele alarak tanıtmaya çalışalım
Molla Mehmet Osmanlı da son iki padişah döneminde yaşamıştır. V.Mehmet Reşat ve VI.Mehmet Vahidettin