İbrahim Ağanın kız kardeşi olup, akrabalar arasında Keban hala adıyla anılırdı. Asıl adı Kezban olup, kısaca Keban denilmiştir. Keban hala ilk kez Sadıkbağı köyünden birisiyle evlenmiştir. Ondan bir çocuğu olduysada bu çocuk küçük yaşta ölmüştür.
Kocası ölen Keban Hala bunun üzerine ağabeyi İbrahim’in yanına gelmiş ve bir süre birlikte yaşamışlardır. Bu sırada Keban Hala’ya kısmet çıkmış ve kendisi Sivrihisar’da Kademoğlu adıyla tanınan zengin bir kişi tarafından istenmiş ve sonuçta Keban Hala bu adamla evlenmiştir. Ne var ki talihsiz Keban hala’nın 2.kocası da erken ölmüştür. Ancak çocukları da olmamıştır. Keban hala bu talihsizlik üzerine bir defa daha ağabeyinin evine gelmiştir. Bu kez o bu geldiği evde çocuksuz olarak ömür boyu kalmıştır.
Halanın gelin gittiği Kademoğlu zengin bir kişiydi. Çok parası ve altınları olduğu söylenir. Nitekim halanın kardeşinin evine bir şinik altın ile döndüğü rivayet edilir. Bu konuyla ilgili olarak Celal’in eşi şöyle derdi:
- Geldiği gece sabaha kadar altınları ancak sayabilmişler.
İbrahim ağa(Körağa) bu altınlarla, Cami-i Kebir mahallesindeki büyük evi satın aldı ve kardeşinin isteği doğultusunda bu evi çok sevdiği, yeğeni Celal’in adına tapuladı. Çok sonraları Celal bu evi satarak oğlu Erem için yeni bir ev satın aldı.
İbrahim ağa, Yavşan’da bulunan Salim Hoca’nın evini (ev no 19) ve bahçelerini de söz konusu altınlarla satın aldı. Bundan sonra Körağa gerçek ağa oldu. Hem de çalışmadan.
Kezban
İbrahim ağanın öteki kız kardeşi olan Kezban ise Sadık Hocalar diye tanınan bir aileye gelin gitmiştir.