16 Mart 2009 Pazartesi

Eserköy'den Yavşan'a

Yavşan’ın kuzey doğusunda, Pazaryolu yada Uluyol kenarında bulunan Hayriye Kadın çeşmesiyle, Kayalıdağ arasında kalan bağlık alana Eskiköy denilmektedir.

Eskiköy bağlık bahçelik bir alandır. Buradaki bağların sahipleri de diğer yörelerdeki bağ sahipleri gibi genelde kentte otururlar. Onların dışında civar köylerde oturan bazı kişilerinde burada bağları vardır. Eskiköy denince akla bağlar gelir.

Dağ istikametinde bağların son bulduğu yerde, evvelce Kızılcameşe’ye şimdi Tekören köyüne ait bir koyun suvatı vardır.

Buraya Eskiköy deniyorsa da ortalıkta ne bir köy vardır, ne de yerleşim alanı. Oysa gerçek böyle değildir. Kitapta mevcut 1486 tarihli haritaya baktığımızda(şekil:1) Eskiköy adıyla bir köy olduğunu görüyoruz. Bugün kalıntıları bile bulunmayan köyün Hayriye Kadın çeşmesinin hemen arkasındaki tümsekte yada onun biraz ilerisinde olduğunu zannediyorum. Köy aslında küçük bir yerleşim yeriydi. Kayıtlara bakılırsa 4 çiftçi evi ile 3 yaylacı olmak üzere 7 hane idi. Köyün vergi toplamı 877 akçe (yaklaşık 10 usa doları) olarak kaydedilmiştir.

Eskiköy’ün tarihteki adı Eserköy’dür. Nasıl Yahşiyan adı zaman içinde Yavşan’a dönüşmüş ise, Eserköy adı da zamanla Eskiköy şekline dönüşmüştür. Eserköy , rüzgarlı, esintili yer anlamına gelmektedir. Eserköy adı vakıf senetlerinde Kasım Velüyiddin, Hafıziddin, Lütfullah ve Seyfullah ile birlikte geçmektedir. Eserköy de mevcut 4 hane ve 2 bağ Mevlana Kasım Velüyiddin’den torunu Mevlana Lütfullah’a miras kalmıştır. Bu mülk Veliyüddin’e 2.Murat nişanıyla mülkiyet üzerine verilmiştir.Aynı mülk Sultan Fatih Mehmet zamanında timara dönüştürülmüşse de Sultan 2.Bayezit tarafından Lütfullah’ın torunu Seyfullah Çelebiye’ye mülk olarak iade edilmiştir.

Pazaryolu yada Uluyol, Sivrihisar’ın doğusundaki ve güneyindeki 10-12 köyü ilçe merkezine bağlıyan, çok eski bir yoldur. Bu yol üzerinde bulunan Hayriye Kadın çeşmesi gelip geçen yolcular yararlansın diye çok uygun bir yere yaptırılmıştır. Çeşme ismi bilinmeyen bir kadının hayratıdır. Çeşmenin suyu Eserköy’den gelmektedir. Bu durumda suyun sahipleri bu köyde yaşayanlar olmalıdır Su ancak onların izniyle hayrat edilebilinir.Orada yaşayanlar ise bellidir. İsimleri yukarıda verilmiştir. Aynı zamanda adı geçen kadının hayrat yapacak kadar zengin olması gerekir. Bu mantık bizi söz konusu kadının Veliyüddün’in eşi olasılığına götürür. Yavşan’ın suyunun da Eserköy den geldiği, ileride Yavşan Çeşmesi başlığı altında incelenmiştir.

Yavşan adının bile henüz telaffüz edilmediği bir dönemde, hazineye ait boş bir arazi Hafızıddin tarafından vakıf yoluyla kazanıldıktan sonra imara açılarak bir köy oluşturulmaya çalışılmıştır. Adı Yahşiyan olarak belirlenen bu yerleşim merkezi Molla Hafiziddin ve diğerlerinin mekanı olmuştur. Su bulunmayan bu yeni yerleşim merkezinin su gereksinimi Şarapana da Bizans tan kaldığı sanılan bir çeşmeden sağlanmıştır.

Muhtemelen baba Veliyüddin hayatının sonuna kadar Eserköy de yaşamıştır. Onun Eserköy de sahip olduğu 4 çiftçi evi ile üç yayla evinde akrabaları oturuyordu.

Yavşan adını geçtiği ilk belde 1459 tarihlidir. Daha sonraları birkaç vakıf senedinde daha bu adı görüyoruz. Ayrıca 1486 tarihini taşıyan bir haritada da Yavşan adını görebiliyoruz. Daha önceki bölümde de gördüğümüz gibi, Yavşan o yıllarda padişah mülkü olan, hazineye ait olan arazide, Padişah vakfiyesi uyarınca kurulmuştur.

Daha önce o topraklar meskun(içinde insan oturan yapı) değildir. Yavşan da oturmaya başlayan ilk kişi Hafıziddin dir. Görüldüğü gibi Askeroğullarının Yavşan yaylasında yaşamaya başlamaları 15.yüzyılın, belki de ortalarına dayanır. Yavşan’ın bulunduğu yerde Askeroğullarından önce yaşayan kimse yoktu.

Yahşiyan adı türkçe olup güzel yurt anlamına gelmektedir. Sivrihisar halkı Türkmen(Oğuz) olduğu için Yahşıyan adının seçilmiş olması çok yerindedir.

Yavşan, Molla Hafiziddin ve Mevlana Lütfullah’tan sonra onun kızları 2.Safiyetullah ve Nimetullah’ın yaylaları olarak oturulan bir yer olmuştur.

2.Safiyetullah evlenip Yavşan dan çekilmiş ve kızkardeşi Nimetulah ise oğlu Abdullah(1480-1540) ile Yavşan da yaşamaya devam etmiştir.

Abdullah’ın oğlu Seyfullah Çelebi ise yeterli eğitimi görmekle birlikte Yavşan da yaylacılığı sürdürmüştür.

O günlerde de Eserköy bağlık bahçelik bir yerdi. Üstelik havası suyu ve manzarası hoş olan bir yaylaydı.