4 Aralık 2008 Perşembe

V.Murat (1840 - 1904)

V. Murat (d. 21 Eylül 1840, İstanbul – ö. 29 Ağustos 1904, İstanbul), 33. Osmanlı padişahı. Babası Sultan Abdülmecit, annesi Çerkez asıllı Şevkefza Kadın Efendi'dir. Önceki Osmanlı padişahı Abdülaziz'in yeğeni ve sonraki Osmanlı padişahı II. Abdülhamit'in ağabeyidir.

Sultan Abdülaziz'in bir saray darbesi sonucu tahttan indirilişinden sonra onun yerine geçmiş (ya da geçirilmiş), 93 gün boyunca tahtta kaldıktan sonra akli dengesinin bozulduğu gerekçe gösterilerek 31 Ağustos 1876'da padişahlık makamından indirilmiştir. Osmanlı tarihi boyunca en az süre yönetimde kalmış olan padişahtır. Tahttan indirildikten sonra birçok siyasi grup tarafından yeniden yönetime getirilmeye çalışılmış olmasına rağmen, bu girişimlerin hiçbiri başarılı olamamıştır.

Sultan Murat 21 Eylül 1840'da İstanbul'da, Çırağan Sarayı'nda doğdu. Padişah Abdülmecit ile Şevkefza Kadın Efendi'nin büyük oğullarıydı. Babası padişah Abdülmecit tarafından çok sevilmekte ve bu nedenle onun tarafından veliaht ilan edilmek istenmekteydi.

Babasının ilk erkek evladı olması dolayısıyla öğrenimi ve eğitimine büyük özen gösterilen V. Murat, döneminin en ünlü bilginlerinden Doğu kültürü ve fen alanında ders aldı. Önce Ethem Paşa'dan, sonra ise Kemal Paşa ile Gardet adlı bir Fransız’dan ders alarak 14 yaşında öğrenmeye başladığı Fransızcasını ilerletti. Mızıkayı Hümayun komutanı Guatelli Paşa ve Augusto Lombardi adlı bir diğer İtalyan’dan aldığı piyano dersleriyle musiki alanında ilerleme kaydetti ve kendi kendine birçok şarkı besteledi.
Veliaht olarak Sultan Abdülaziz ile beraber çıktığı Avrupa seyahati sırasında Avrupa'yı yakından görüp hayran kalmış, bu gezi sırasında İngiltere'de tanıştığı Galler Prensi (sonradan İngiltere Kralı olan VII. Edward) ile yakın bir dostluk kurmuştu. Edward'ın yardımıyla 1867'de mason olan Murat İstanbul'da Murad Locasını kurdurmuştur. Amcasının tanıdığı serbestlik sayesinde, Kurbağalı deredeki köşkünde ailesi ve maiyeti ile birlikte rahat bir hayat yaşadı.

Sultan V. Murat, tahttan indirilen Sultan Abdülaziz'in yerine 30 Mayıs 1876'da padişah oldu. Cülus ve biat tarihinin kararlaştırılan günden bir gün önceye alındığı kendisine bildirilmediği için dairesine gelen askerler tarafından tutuklanacağı korkusuna kapılarak depresyona girdi. Serasker Hüseyin Avni Paşa'nın arabasına binerken Paşa arabadan inmeyerek büyük bir protokol rezaletine imza atmakla beraber, belinden çıkardığı silahı korku içindeki V.Murat'a uzatması korkusunu bir kat daha artmıştır. Rıhtımdan çatanaya bindirileceği sırada denizin fırtınadan dolayı kabarması üzerine korkuya kapılarak binmek istememiş müdahale edilerek bindirilmiş, Sarayburnu'na geçilerek bir arabayla Beyazıt'taki Seraskerlik binasına (İÜ Merkez Kampüs) gidilerek orada biat törenine başlanmıştır. Sultan Abdülaziz'in Topkapı Sarayı'na nakledildiği haberi gelince acele ile Dolmabahçe Sarayı'na gidilerek törene orada devam edilmiştir.

Kısa süre içinde yaşadığı olayların etkisiyle artan korkusu yüzünden, törenin kısa kesilmesi kararlaştırılmış, toplu halde huzura alınan gayr-i müslim cemaat ruhanileri kendilerine mahsus kıyafetleriyle üzerine yürüyünce kaçmaya çalışmıştır. Seraskerlikte ve saraydaki tören sırasında geleneksel taht Topkapı Sarayı'ndan getirilememiş ve atalarının tahtına oturamamıştır. Padişahların törenle Cuma namazına gittikleri Cuma Selamlığı sırasında kendini sarayın havuzuna atmaya çalışması yüzünden bu törene bir daha cesaret edilememiş, daha da önemlisi saltanatının meşruiyetinin tasdiki anlamına gelen kılıç alayı yapılamamıştır.

Birkaç gün sonra Sultan Abdülaziz'in ölüm haberinin gelmesi üzerine kendini tamamen kaybederek yatağında gözleri havaya dikilmiş halde hareketsiz kalakalmıştır.

Çerkez Hasan Olayı

Sultan Abdülaziz'in şüpeli ölümünden on gün sonra, yani 15/16 haziran 1876 gecesi, Çerkez Hasan adlı genç bir subay, Abdülaziz'in intikamını almak için bir suikast düzenler. Çerkez Hasan, Abdülaziz'in kadınlarından Edâdil’in yeğeni, üçüncü kadınefendi Neş'erek'in kardeşidir. Mekteb-i harbiye mezunu bir subay olmasına rağmen, galata ve beyoğlu'nu haraca bağlamış tipik bir istanbul kabadayısı olan Çerkez Hasan'ın böyle bir olaya kalkışacağı öngörüldüğünden, 14 haziran'da tutuklanarak Bağdat'a gönderilmesine karar verilmişti.

Ancak, ertesi gün yola çıkacağına söz verdiği için salıverilen Çerkez Hasan, ertesi gün, yemiş iskelesi'ndeki (sirkeci) bir meyhanede epeyce içtikten sonra üç revolver ve iki kama kuşanarak önce serasker (bugünün milli savunma bakanı) Hüseyin Avni paşa'nın Üsküdar'daki konağına gitmiş, paşanın orada olmadığını öğrenince şûra-yı devlet reisi Mithat paşa'nın Beyazıt tavşantaşı’ndaki konağına seğirtmişti. Konakta, iddialara göre, girit ve karadağ’daki ayaklanma belirtilerini görüşmek üzere toplanan bakanlar kurulunun i yemeği yapılıyordu. alt kattaki korumalar, Çerkez Hasan'ı tanıdıkları için, şüphelenmeden üst kata çıkmasına izin vermişlerdi. Çerkez Hasan toplantı salonunun kapısını hızla açıp ;davranmayın, davranmayın serasker! yakarım! diye bağırdıktan sonra Hüseyin Avni paşa'yı tabanca ile vurmuş, kendisine arkadan sarılarak etkisiz hale getirmeye çalışan bahriye nazırı Kayserili Ahmed paşa'yı kama darbeleri ile savuşturduktan sonra, henüz ölmediğini fark ettiği Hüseyin Avni paşa'yı kamasıyla delik deşik ederek işini tamamladıktan sonra kabine üyelerinin sığındığı odanın kapısını zorlamaya başlamış, kendisine arkadan yanaşarak bıçak sokan uşaklardan birini gözünden vurduktan ve bir subayla bir eri daha vurduktan sonra zaptiyelerce etkisiz hale getirilmişti.

Bilanço, bazı kaynaklara göre 5, bazılarına göre 7 ölü, bazı kaynaklara göre 2, bazılarına göre 10 yaralı idi. Olaydan sonra ünlü Bekirağa bölüğü'nde (bugün İstanbul üniversitesi merkez binası) sorguya çekilen Çerkez Hasan, ifadesinde Hüseyin Avni paşa'yı Abdülaziz'in tahttan indirilmesinde birinci derece rolü olduğundan, Ahmed paşa'yı da tahttan indirme sırasında Dolmabahçe sarayı'nın denizle bağlantısı kestiği için öldürmeye karar verdiğini anlatmıştı. Çerkez Hasan 17 haziran günü sabaha karşı bayezid meydanı'nda, seraskerat kapısı'nın yanındaki dut ağacına asılarak idam edildi. Bir söylentiye göre aslında suikast sırasında aldığı yaralardan zaten ölmüştü, asılan ölü vücudu idi.

Olaydan padişah v. Murad uzun süre haberdar edilmemiş, halk günlerce heyecan içinde yaşamıştır. daha sonra halk kahramanına dönen Çerkez Hasan için şiirler ve destanlar yazılmıştır. II.Abdülhamid (hd. 1876-1909) tarafından Edirnekapı'da yaptırılan anıt mezarının taşında genç yaşta veliyünnimeti uğrunda fedâyı can eden Çerkez Hasan bey yazılıdır. II.Abdülhamid Çerkez Hasan'ın Beyazıt meydanında asıldığı dut ağacını kökünden söktürmüştür. Sorgusunda nefsim için değil, millet için yaptım demiştir.

Sultan Murat'ın özel doktoru olan Dr. Kapolyon'un, sultanı bir küvetin içine yatırarak 50 sülük ile kan almak gibi son derece hatalı tedavi yöntemleriyle durumu daha da fenalaşmış ve adeta kendisinden ümit kesilmişti. Bu durumda kendisinden umdukları ümitlerin suya düştüğü kanaatine varan devlet adamlarının kararıyla 93 gün kaldığı Osmanlı tahtından 31 Ağustos 1876 tarihinde indirildi.

2. Abdülhamit tarafından Çırağan Sarayı'nda ailesi ile birlikte zorunlu ikamete mecbur edildi. Akıl sağlığı bir süre sonra düzeldi.

Çırağan Baskını (Çırağan Sarayı Vak'ası)
20 Mayıs 1878'de gerçekleştirilen, Çırağan Sarayı'nda tutulan eski Osmanlı padişahlarından V. Murad'ı kurtarmak ve tekrar tahta geçirmek amacıyla yapılan ihtilâl girişimidir. Padişah II. Abdülhamit'in karşıtlarından Ali Suavi ve beraberindeki 150 kadar kişi teknelerle Çırağan Sarayı'na çıkartma yaptı ve sarayın muhafızlarını etkisiz hâle getirdi. Asiler, V. Murad'ın tutulduğu bölmeye ulaştılar ancak akli dengesi yerinde olmayan V. Murad korkuya kapıldı ve asilerle gitmeyi reddetti. Ali Suavi eski padişahı ikna edemedi.
(Resim: Saray karakolları komutanı Yedi Sekiz Hasan Paşa)
Bu arada, yetişerek olaya müdahele eden Beşiktaş Muhafızı Yedisekiz Hasan Paşa komutasındaki askerler asilerden 60'ını öldürdüler. Hasan Paşa, kalın bir sopayla başına vurarak Ali Suavi'yi öldürdü ve bu başarısız ihtilâl girişimini bastırdı. İhtilâl başarısızlıkla ve isyancıların başı olan Ali Suavi'nin öldürülmesi ile sonuçlanmıştır. V. Murad'ın saltanat hırsı, Osmanlı Devleti'nin kötü talihlerinden biri olmuştur. Memleket içinde ve dışında birçok politika ümitleri bu talihsiz hükümdarın üzerinde toplanmıştır.

Bu olaydan sonra ailesiyle beraber Çırağan’ın bugün Beşiktaş Anadolu Lisesi olarak kullanılan harem binasına nakledildi. Bu olaya kadar tanınan bir takım serbestlikler tamamen kaldırılmış ve eski padişah ailesi ile beraber pek çok mahrumiyetlere maruz kalmıştır. Akıl sağlığına tekrar kavuştuğu yönündeki söylentilerin maiyetindeki bazı kalfalar tarafından ortalığa yayılması bu tedbirlerin alınmasında etkili olmuştur. Çırağan'ın dışarı ile tamamen irtibatının kesilmesi ve sıkı bir tarassut altına alınması bu dönemdedir.

Ailesi ve maiyetindekilerle beraber kalabalık bir grubu oluşturmuşlar ve bu zümreye "Çırağanlılar " adı verilmiştir. Günlerini Piano çalarak, torunlarına ithaf ettiği besteler yaparak ve onların müzik yönünde eğitimleriyle ilgilenerek geçirdi. 28 yıl süren bu uzun mahrumiyet yıllarında ailesi genişlemekle beraber kayıplarda yaşanmıştır. Çırağan yıllarında iki kızı, sekiz torunu ve Şehzade Ahmed Nihat Efendi'nin oğlu olan torun çocuğu Şehzade Ali Vasıb Efendi dünyaya gelmişlerdir (1903). Bununla beraber Fehime Sultan'ın annesi Meyliservet Kadınefendi, kızı Aliye Sultan, torunu Celile Sultan, Selahaddin Efendi'nin ölü doğan iki oğlu ve üç gelini vefat etmiş bu kayıplar eski padişahı derinden sarsmıştır. Özellikle büyük bir sevgiyle bağlı olduğu annesi Şevkefza Valide Sultan'ın vefatından sonra günlerce kimseyle görüşmemiş, yemek yemeği bile reddederek kederini uzun zaman yaşamış, eski günlerindeki hayata bağlı halinden eser kalmamıştır. Kızı Hadice Sultan'ın, II.Abdülhamit'in damatlarından Kemaleddin Paşa ile giriştiği bir gönül ilişkisinin açığa çıkmasına çok üzülmüş ardından şeker hastalığına yakalanmış ve bu rahatsızlığına eşlik eden kanlı basurunda etkisiyle 29 Ağustos 1904 'de vefat etmiştir.

II.Abdülhamit tarafından sessiz sedasız ve gösterişsiz şekilde Yeni Camii Türbesi'nde annesinin yanına defnedilmesi emredildi. Cenazesi Topkapı Sarayı'na nakledilmiş, padişahlara mahsus şekilde Hırka-i Saadet Dairesi'nde gasledilerek teçhiz ve tekfini yapıldıktan sonra cenaze namazı için Sirkeci'ye getirilmiştir. Burada halkın dikkatini çekmemek ve herhangi bir taşkınlığı engellemek için askeri birlikler kordon oluşturarak sıkı tedbir almalarına rağmen, bazı gruplar kordonu aşarak tabuta ulaşmışlar ve eski padişaha duydukları saygıyı göstermişlerdir. Yeni Camii Turhan Valide Sultan Türbesi'ne ek olarak inşa edilen Cedid Havatin Türbesi'nde annesinin yanına defnedildi.

Çocukluğunda iyi bir eğitim alan Sultan V. Murat, iyi derecede Fransızca öğrendi. Okumaya ve edebiyata oldukça düşkündü. Fırsat buldukça Fransa'dan getirtiği kitapları, yabancı gazeteleri uzun uzun okur, veliahtlık döneminde Ziya Paşa, Namık Kemal gibi o devrin birçok şairi ile sohbetlerde bulunurdu. Müziğe de meraklı olan Sultan V. Murat, hem piyano çalar hem de batı müziği dalında besteler yapardı. Schottich ve Valse bilinen eserleridir. Sultan Vahideddin'in deyişiyle:
" Biraderi ( V.Murat'ı) terazinin bir tarafına, biz diğer yedi biraderi öbür tarafına koysalar birader ağır basardı "
dediği kaynaklarda belirtilmiştir. Ailesine ve maiyetine karşı son derece kibar muamelede bulunan, gerçek nezaket sahibi, hassas bir duygu yapısına sahip, hitabeti ve davranışları ile çevresindeki kişileri etkileyebilen değerli bir kişilik yapısına sahipti.

Eşleri ve çocukları:
Eleron Mevhibe Başkadınefendi
Reftarıdil Kadınefendi'den : Şehzade Mehmed Selahaddin Efendi
Şayan Kadınefendi'den : Hadice Sultan
Meyliservet Kadınefendi'den : Fehime Sultan
Resan Hanımefendi'den : Fatma Sultan ve Aliye Sultan
Cevherriz Hanımefendi,
Nevdür Hanımefendi,
Remişnaz Hanımefendi
Filizten Hanımefendi.

Hatice Sultan ve Fehime Sultan
V.Murat’ın kızları Hatice sultan ve Fehime sultan. V.Murat kızlarını çok iyi yetiştirdi. Yabancı dil öğrendiler, piano çaldılar. Hatice sultan 31 yaşına geldiğinde hala bekardı. Kızlar evlendirilmeleri için Abdülhamit’e başvurdular. Padişah bir daha Çırağan sarayına dönmemek koşuluyla yeğenlerini Yıldız sarayına aldırdı. Gene bir süre geçmesine rağmen kızlara talipli olmadı. Hatice sultan’ın bir kez daha talepte bulunması üzerine Abdülhamit saray’da görevli Padişah Abdülhamit sonunda yeğeni Hatice sulatnı evlendirmeye karar verdi. Damat olarak alaydan yetişmiş, çok çirkin, pala bıyıklı, uzun boylu, Enderun’da sorgu işleriyle ilgilenen Vasıf beye paşalık ünvanı vererek evlendirdi. Kocasını hiç beğenmeyen ve çirkin bulan Hatice sultan Ortaköy’de evlendi. Hatice sultan’ın kızlarını Gazi Osman paşa’nın oğullarıyla evlendiren Abdülhamit’e bile bu konuda sitem ettiği söylenir. Hatice sultan babası V.Murat’a yapılanlardan dolayı zaten Padişaha kırgındır. Hatice sultan ortaköy’de oturduğu yalı Abdülhamit’in en sevdiği kızı Naime sultan’ın yalısına bitişikti. Naime Sultanın kocası Gazi Osman paşa’nın oğlu Kemalettin Paşa idi. Hatice sultan Kemalettin paşa ile mektuplaşmaya başlar. Mektuplar sonunda hafiyelerin eline ve oradan da Padişahın eline geçer. Padişah Naime sultanı Kemalettin paşa’dan boşatır. Kemalettin paşa’nın rütbeleri sökülür ve Bursa’ya sürgüne gönderilir.

Olay V.Murat’tan saklanır. Abdülhamit’in talimatıyla yavaş yavaş V.Murat’a söylenir. Zaten hasta olan V.Murat şeker’den ölür.

1908 yılında Abdülhamit’in tahtan indirilmesinden sonra Kemalettin paşa İstanbul’a döner rütbeleri geri verilir. Hatice sultana evlilik teklif eder fakat Hatice sultan kabul etmez. Bir süre sonra da eşinden ayrılır. Sonrasından Dışışleri katiplerinden rauf beyle evlendi. 1.Dünya savaşı sırasında Rauf beyden de ayrıldı. Cumhuriyet ilanından sonra Beyrut’a yerleşti. Hayatının son dönemi yoksulluk içinde geçti. Hatice sultan'ın torunu romancı gazeteci Kenize Murat'dır.


Fehime sultan, Hatice sultan kadar güzel değildi. Ama her iki kardeş de çok iyi yetiştirilmişlerdi. Fehime sultan mülkiye mezunu Galip beyle evlendirildi. Galip bey vezir yapıldı. Sonrasında Fehime hanım Galip beyden boşanarak Mahmut bey ile evlendi. Saltanatın kaldırılmasından sonra Nice yerleşti. Mahmut bey dükkan açacağım diyerek Fehime sultanın tüm kıymetli eşyalarını alarak kaçtı. Fehime sultan tek başına Habeş yardımcısıyla kaldı. Arap kadının kazandığıyla son yıllarını Nice de sefalet içerisinde geçirdi.


30.05.1876 Abdülaziz’in tahttan indirilmesi. V. Murad’ın Padişah oluşu.

04.06.1876 Sultan Abdülaziz’in ölümü.

06.06.1876 Padişah V. Murad’ın, Sultan Abdülaziz’in intihar olayını bir türlü kabul edememesi. Ceride-i Havadis gazetesinde, Sultan Abdülaziz’in intihar sureti ile vefat ettiği ilanının yayınlanması. Dolmabahçe Sarayı’nda toplanan Vekiller Meclisi’nde Kanun-ı Esasi ve Meşrutiyet idaresi ile ilgili toplantı. Sadrazam Mütercim Rüştü, Serasker Hüseyin Avni Paşa, Mithat Ziya Paşa ve Sultan Murad arasında yapılan görüşme.

16.06.1876 Çerkez Hasan olayı.

02.07.1876 Prens Milan’ın Sırbistan halkına hitaben bir beyanname yayınlayarak Osmanlı Devleti’ne karşı savaş ilanı.

26.07.1876 Doktor Pana’nın Sultan Murad’ın rahatsızlığı ile ilgili raporu.

01.08.1876 Doktor Akif Paşa ve Dr. Kapolyon’un Sultan Murad’ın rahatsızlığını tespit ettikleri raporu imzalamaları.

19.08.1876 Sadrazam Abdülkerim Paşa’nın Sırp ordusuna karşı kazandığı Aleksınac meydan savaşı. Muhtar Paşa’nın Karadağ ile savaşı sürdürmesi. Mithat Paşa ve Veliahd Abdülhamid arasında yapılan görüşmeler. Abdülhamid’in Kanun-ı Esasi’nin kabulü ve Meşrutiyetin ilan edilmesi ile ilgili sözleri.

30.08.1876 Vekiller Meclisi’nde Sultan Murad’ın rahatsızlığının devam etmesi sebebiyle tahttan indirilip yerine Veliahd II. Abdülhamid’in tahta çıkarılması kararının alınması.

31.08.1876 Vekiller Meclis’nin kararının Veliahd II. Abdülhamid’e bildirilmesi. V. Murad’ın tahttan indirilmesi. II. Abdülhamid’in Padişah olması


20.05.1878 Çırağan Baskını.