Kumsalda bir masa. Güneşli ve sakin bir gün. Ayaklarımın dibinde deniz, masada balıklar ve şarap, ben ve o. Bu kadar sahne ve dekor. Güleç yüzler, neşeli gözler. Bir kadeh, bir daha...Bu benim için, bu sana, bu da aşkımızın onuruna. İçelim...
Aşk da şarap gibi kadehlerle ölçülebilir olsaydı; bilirdim aşkımın kaç kadehlik olduğunu.
Şarap aşkı coşturur, sonra çığırından çıkartıp, şeytanın önüne atarmış Onun için şarap, şeytanın ortağıdır demişler. İkisi birden çöktüler imiğime bu gün, ama pes ettiremediler. Hangi güç yok edebilmiş aşkı insanlık tarihi boyunca
Çok içmişim. İğrendim şaraptan; attım boş şişeyi denize. Kaldık masada ikimiz : Ben sevgilim.
Hedefimizi koymadan ortaya, henüz sonu belli olmayan bir yoldayız onunla . Bu yolun sonu selamet değilmiş gibi geliyor bana. Bir çıkmaz sokağa giriyor olmayalım! Neyin uğruna? Haz , zevk ve heyecan dünyasında yaşamak ise bir gün duvara toslamak da var; haberin ola...
Bir dostum Onu bana uygun bulmamıştı ; yaşlı demişti, çirkin demişti.Güven vermiyor, demişti. Oysa daha önce Aklını kullan, kaçırılacak biri değil deyen de oydu. Yol yakınken dön diyen de...Bu aşamada aşkımı nasıl feda edebilirim ; O, öyle dedi diye.
Aşk fırtınasında akıl mı kullanılır; akıl kalmıyor ki, kullanasın. Ne aklımı kullanabildim, ne de mantığımı bu yolda. Onların yüzünden akıl ve mantığın kölesi olmak istemezdim doğrusu.
Beni duygularım götürdü o dünyaya. Ben aslında onların esiri oldum. O hazzı , zevki ve heyecanı onlar tattırdı bana. Mutluluk buysa onu aşkın dünyasında buldum. Yaşamım boyunca kör mantık elimden tuttu mu bir gün?Mantığa kalsa, duygu alemimdeki tüm kazanımlarımı bir paket yapıp derin denizlere atmalıymışım. Kuru mantığı balıklar bile yemez. İşte o zaman kaygılarım beni bitirir.
Konuşan arkadaşımın tuzu kuru tabi. Elbet aklını kullan diyecekti. Kullandım. İşte bu çıkmaza soktu sonunda.
Bırak ! herkes kendi yolunda...
10 / 09 / 2004
URLA
İbrahim Karaca